Kayıp Ada
Rp dünyasında eşi benzeri olmayan bu adada, yaşamayı göze alıyor musun? Grup savaşlarının yanında açlık mücadelesi, adadan kurtulmanın umudu ve diğer bir çok gizemli olaylar.

Eğer sen de kendine güveniyor ve adada yaşayabileceğini düşünüyorsan üye ol!







Ada, uyanıyor!...
Kayıp Ada
Rp dünyasında eşi benzeri olmayan bu adada, yaşamayı göze alıyor musun? Grup savaşlarının yanında açlık mücadelesi, adadan kurtulmanın umudu ve diğer bir çok gizemli olaylar.

Eğer sen de kendine güveniyor ve adada yaşayabileceğini düşünüyorsan üye ol!







Ada, uyanıyor!...
Kayıp Ada
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Kayıp Ada'da Bir Şeyler Oluyor
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Robin.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Robin James Archer
Ada Yerlisi
Ada Yerlisi
Robin James Archer


Rp Partneri : Sophie Lisa Black. Hayatımda aradığım değerler arasından en değerlisi. Bir anlam, bir amaç, ve uğruna ölünesi bir insan. Kanatları olsaymış şaşırmazdım diyebileceğim derecede geniş yürekli ve sevecen. Sıcak, akıllı, güzel ve merhametli. Onu seviyorum. Onu o kadar çok seviyorum ki anlatamıyorum. O, dünyada gördüğüm sayılı harikalardan en güzeli. Birtane çıkar böylesi. Aşığım ona. Aşık. O kesinlikle bir Melek. Bu dünyadan olamaz.
Mesaj Sayısı : 55
Liderlik Kapasitesi : 3
Kayıt tarihi : 28/05/10
Nerden : Benim bile unutmuş olduğum küçük bir yerleşim biriminden geliyorum.

Robin. Empty
MesajKonu: Robin.   Robin. I_icon_minitimeCuma Mayıs 28, 2010 4:08 pm

Son yaşadığı arbededen zayıf düşmüş, aciz bedeni üzerinde güçlerini resmen deneyen tanrıların yücelikleri altında ezilmiş bir ruh, ama bu ruhun güçsüzlüğünü etrafa göstermeyen soylu bir edâyla girmişti içeri oğlunun hâkimiyeti altına aldığı büyülü tepeye kurulmuş olan konsey binasına. 'Tanrılara yakışır' olarak tanımlanabilecek bir yapı duruyordu karşısında Acizlik Tanrısının. Büyük, yüksek mermer sütunlar, altın işlemeler, ve elbette geçmişi sembolize eden sanatsal heykel ve resimler vardı bu sarayda. Yapının tam ortasına konulmuş olan uzun masa ve etrafındaki oturaklar aralarında sohbet eden tanrı ve tanrıçaların güçlü suretleriyle dolmuştu. Soyluluğunu korumaya devam ederek ona ilginç bakışlar atan diğerlerine taviz vermeden Szior'un konuşmaya çıkacağı yere yakın bir yer seçip oraya doğru ilerlerken zihninde kuvvetli bir rüzgârla uçuşan soru işaretlerini yok etmeye çalışıyordu. Oğlunun böyle bir direnişe liderlik ediyor olması onu hem endişelendiriyor, hem de gururlandırıyordu ama Zeus gibi güçlü bir tanrının, gerçekten de Tanrıların Tanrısı olmayı özel güçleriyle haketmeyi başaran bir tanrının karşısında oğlunun teşkilâtlandıracağı varlıkların, öyle mükemmel bir kuvvete karşı şansının olup olamayacağı bir merak konusuydu onun için. Mükemmel bir zekâ ve yetenekle donatılmış bir tanrı olsa da Szior, onun da zayıf noktaları yok değildi. Öfke, onu bu hâle getiriyordu. Oysa ki Athros gibi öfkelenmeden asil bir amaç için savaşıyor olsaydı oğlu...
Aniden sol tarafından gelen bir ses, dikkatini o tarafa yöneltmesine sebep oldu. " Çabuk toparlanmış görünüyorsunuz, Athros. " Konuşan Lanops adındaki Eşitlik Tanrısıydı. Dünya üzerinde yaşayan tüm varlıkların arasındaki uyum ve düzen ondan sorulurdu. Aynı zamanda Athros'un da eski bir dostu olurdu. " Evet, dostum, Lanops. Ölümsüzlüğüm bile Zeus karşısında bir işe yaramadı ama, uğruna toplandığımız amaç, amacım için topladım ben de gücümü, ve yatağımdan kalkıp geldim. " Lanops dostunu eskisi gibi bilge ve geniş yürekli görüyor olmaktan son derece hoşnut olmuş gibi görünerek gülümserken, aniden konuşma için yükseltilmiş basamaklara tırmanmaya başlayan Szior salondaki herkesin dikkatini çekti. Athros biraz içini çekerek her zamankinden yüce görünümlü oğlunun sözlerini dikkatle dinlemeye başladığında tüm salon sessizleşmiş, tehlikeyi çağrıştıran bir hava bütün salonda kol gezmeye başlamıştı. Szior sözlerini bitirdikten sonra kaybolunca salonu ele geçiren gürültü, arada bir tek bir tanrı veya tanrıçanın çıkışmasıyla kesiliyor, sonra dur durak bilmezcesine devam ediyordu. Athros, yanında durup onun gibi salonu dinleyen Lanops'a doğru döndü ve yorgun bir biçimde konuştu: " Lanops, lütfen, dışarı çıkalım. Lanetlenmiş Olanlar'ın anlamsız muhabbetleri zihnimdeki güçlü fırtınayı daha da güçlendiriyor adeta. Düşünmek, ama sessizlikle birlikte düşünmek istiyorum. " Eski dostu anlamış bir şekilde gülümseyerek onunla beraber teraslardan birine ilerlemeye başladığında Athros, yanında bir arkadaşı bulunduğu için memnundu.
Yavaşça ritmik bir düzenle esen meltem eşliğinde serinlemiş terasa çıktıklarında, terasın kenarlarına konulmuş parmaklıkların üzerinde serbestçe yetişmiş gibi görünen sarmaşıkların renkli çiçeklerinden yükselen kokuyla sarhoş olmuş gibi hissettiler kendilerini. Kalplerindeki karanlık bir açılır gibi olmuştu sanki. Athros güçlü ellerini mermer parmaklıklara dayayıp batan güneşin gönderdiği son ışınlara baktı. " Her şey bir düzen içinde yaratılmış Lanops. Bunu benden daha iyi biliyorsun aslında. İnsanların ele geçirdikleri ülkeleri yönetmek için kendi içinde böldüğü sınırlar ve bu sınırlar içersinde kalan alanlardaki düzeni sağlama göreviyle atanan memurlar gibi Tanrı ve Tanrıçalar da, hayatın devamlılığını ve düzenini sağlamak için çeşitli görevlerle gelmişler dünyaya. Zaman, hayat, doğa, ölüm... Bizim o insanların kendi aralarında yardımsız kurduğu düzenden tek farkımız, dünya üzerinde yaşayan fanî varlıklara yardım için de yaratılmış olmamızdır. " Lanops'un onaylayan mırıltılarının meltemle beraberce güle oynaya kulağına kadar gelmesini bekledikten sonra konuşmasına devam etti. " Mutsuzum, dostum. Ülkem, topraklarım ve toprakların yönetimini elinde tutan memurlar için mutsuzum. Aramızda bir türlü tutturamadığımız uyum, acizliğimizin bir göstergesi. Bizler 'İnsanoğlu' denilen varlıklara yol gösterici olmamız gerekirken, aramızda çıkan sorunları çözemiyoruz daha. Kimbilir insanlarım, Ağlayan Rahipler'im bunları görselerdi ne derlerdi. " Üzgün bakışlarını uzayıp giden göğün sonsuzluğundan çekip Lanops'a döndü. " Acı bir durum. Savaş, Tanrıların Savaşı... Yüzyıllar sonra böyle bir şey göreceğimi tahmin dâhi edemezdim. " Lanops aynı üzgün bakışlarla dostuna baktıktan sonra konuştu: " Biraz dinlen Athros. Yapabileceğin bir şey yok. Senin yapman gereken ve senden beklenen şey oğlunun yanında yer alıp ona destek olman. Sensiz başaramaz... En değerli varlığın olan oğluna sahip çık, Acizliğin Tanrısı. Ona bilgeliğinde yol göster ki, belki de göremediği yoldan sapmasın. Senin bu savaştaki en önemli görevin budur. "Ve Athros, kısa bir süre sonra odasına çekilerek dinlenmek için rahat divanına uzanmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Seth Sullivan
Ada Lideri
Ada Lideri
Seth Sullivan


Mesaj Sayısı : 208
Liderlik Kapasitesi : 227
Kayıt tarihi : 20/05/10
Nerden : Ada'dan

Robin. Empty
MesajKonu: Geri: Robin.   Robin. I_icon_minitimeCuma Mayıs 28, 2010 4:48 pm

Uzun cümleler kurma bence. Uzun cümleleri bağlamak zor olur ve kafayı karıştırması daha çok oluyor. Ayrıca sadece konuşmaları renklendirmişsin...

Yetersiz satırdaydı ama bunu küçültme yapmandan dolayı yok sayıyorum. Fiziksel betimlemeleri de biraz daha arttırmalısın.

86
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://kayipada.my-rpg.com
 
Robin.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Robin.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kayıp Ada :: Rp Gelişimi :: Rp Puanlama-
Buraya geçin: