Kayıp Ada
Rp dünyasında eşi benzeri olmayan bu adada, yaşamayı göze alıyor musun? Grup savaşlarının yanında açlık mücadelesi, adadan kurtulmanın umudu ve diğer bir çok gizemli olaylar.

Eğer sen de kendine güveniyor ve adada yaşayabileceğini düşünüyorsan üye ol!







Ada, uyanıyor!...
Kayıp Ada
Rp dünyasında eşi benzeri olmayan bu adada, yaşamayı göze alıyor musun? Grup savaşlarının yanında açlık mücadelesi, adadan kurtulmanın umudu ve diğer bir çok gizemli olaylar.

Eğer sen de kendine güveniyor ve adada yaşayabileceğini düşünüyorsan üye ol!







Ada, uyanıyor!...
Kayıp Ada
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Kayıp Ada'da Bir Şeyler Oluyor
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Exeon Shadow

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Exeon Shadow
Ada Yerlisi
Ada Yerlisi
Exeon Shadow


Mesaj Sayısı : 6
Liderlik Kapasitesi : 0
Kayıt tarihi : 22/05/10
Yaş : 29
Nerden : Evvel zaman içinden

Exeon Shadow Empty
MesajKonu: Exeon Shadow   Exeon Shadow I_icon_minitimePaz Mayıs 23, 2010 2:48 pm

Sabah kalktığımda hava boğuktu. Annem her zaman olduğu gibi benden daha önce kalkıp kahvaltıyı hazırlamıştı. O gün her şey normal gibiydi. Ama içimde bir şeyler vardı. Açıklayamadığım...

Kahvaltımı yaptıktan sonra eski ingiliz mimarisini andıran evimizden dışarıya çıktım. Hava görünürden daha soğuktu. Bulutlar içinde fırtına olduğunu ve her an kopabileceğini söylüyordu.

Okula vardığımda çoğu öğrenci yoktu. Hepsinin bir anda hasta olması imkansız gibiydi. Öğretmenlerde ortalıkta görünmüyordu. Okulun kapıları ardına kadar açıktı. İçeri girdim ve sınıfa çıktım. Koridorlarda rüzgarın çığlıklarındanbaşka bir şey yoktu. Sınıfa girdiğimde öğretmen masasının başında ama kapşonlu pelerini yüzünden yüzünü göremediğim birisi
"Hoş geldin evlat. Bende seni bekliyordum." Şaşırmıştım. Adam ayağa kalktı ve yüzünü o an görme fırsatı buldum. Normal değildi. İnsan değildi. İskeletten parmaklarını bana doğrulttu ve "Asanı çek evlat! Hayatta olmaman gerekiyor!". Asa mı? Neden bahsediyordu hiçbir anlam verememiştim. Kimdi? Benden ne istiyordu? Asa olayı neydi? Tam o anda kot pantolonumun ağırlaştığını fark ettim. Elimi cebime atıp bir cisim çıkarttım. Uzun bir çomaktı. Sapı gümüşten yapılmıştı. O anda başım çatlarcasına ağrımaya başladı. Kendimde değildim. Kollarımı ben hareket ettirmiyordum. Karşımda duran iskelet elini bana doğru uzatmış bir şeyler fısıldıyordu. Anlamını bilmediğim kelimeler... İşte ne olduysa o zaman oldu. İsteksizce asayı ona doğrulttum. Gözlerim karardı. İçgüdüsel hareket ediyordum sanki. "Diffindo!"ne olduğunu bilmiyordum bir anda canavarın kemikleri çatırdamaya başladı ve tam önümde patladı. En son hatırladığım şey patlamanın etkisiyle geriye uçmam ve kafamın acımasıydı...

Uyandığımda bir revirdeydim. Gördüğüm rüya çok tuhaftı ve çok gerçekçiydi. Etrafımda duran öğrenciler daha önce yüzlerini hiç görmediğim tiplerdi. Arkalardan bir ses "Şu yaşlıya yol verin!" daha sonra yüzü yaşlılığını fazlasıyla veren kırışık derisiyle ve bembeyaz saçlarıyla koca çerçeveli gözlüğüyle birisi beni baştan sona kontrol etti. Öğrenciler gidince etrafıma bakma fırsatım oldu. Şamdanlar, İlaçlar, Bu imkânsız! Hepsi havada süzülüyordu. İşte o an anladım ki yaşananlar rüya değildi. Hemen yataktan doğruldum ve yataktan çıktım. Kıyafetlerim üzerimdeydi. Asa olduğunu öğrendiğim gümüş saplı dal parçası elimdeydi. Gömleğim yırtılmıştı. Revirden çıktım. Kendimi oldukça iyi hissediyordum. Koridorda yürümeye başlarken bazı öğrencilerin beni parmakla gösterip beni hayretle izleyişini seyrediyordum. Koridor boyunca yürüdüm ve büyükçe bir odaya girdim. Odada 4 uzun masa (ki bu masalar oldukça uzundu) ve odanın sonunda koltuğun üzerinde duran kahverengi bir şapka... Bütün bu olanlardan sonra hala bu tür yaratıkları görmek şaşırtıcı geliyordu. Ben buraya ait değildim. Ben normal bir insandım... Şapkanın adımı söyleyerek beni çağırması beni ürkütmüştü "Phantom Executioner... Ne garip bir isim. Yanıma gel lütfen yabancı.". Şapkanın yanına gittim ve öğretmen olduğunu düşündüğüm 2 metre boylarında bir bay şapkayı kaldırdı, beni koltuğa oturttu ve şapkayı kafama koydu. "Hmm.. Phantom Executioner, bir asil, nefretin bölümünü seçti bile Slytherin!" şapkanın bunu söylemesiyle birlikte 2. masadan alkışlar kopmaya başladı. Islıklar, Bağrışmalar... Masaya doğru ilerledim. Bir boş yer bulup oturdum. Yemekler muhteşemdi. Hepsi aşırı derecede lezizdi. Yemek yerken aklıma bir anda annem geldi. Acaba şu anda ne yapıyordu? Ayrıca ben neredeydim? Eve ne kadar uzaklıktaydım? Hiç bilmediğim ama bana oldukça sıcak gelen bu okul da neyin nesiydi? Hemen bir öğretmenin yanına gittim. "Efendim, tam olarak neredeyiz. Bu okul da neresi?" öğretmen gülmeye başladı ama sorularıma cevap vermedi. Bana kapıyı gösterdi ve kafasıyla gitmem için işaret etti. Herkes bronzdan yapılma işlemeli kapıya yönelmişti. Bende onlara katıldım. Kendimi hemen bir dersliğe attım. İsminin Bayan Foggy olduğunu öğrendiğim zarif bir öğretmen asamı çıkarmamı söyledi. Kara Büyü dersindeydik. Sınıftan dışarıya çıkıp asalarımızla savaşacaktık. Herkes birbiriyle eşleşmişti. Ama ben açıkta kalmıştım. Açıkçası herkes benden korkuyor gibiydi. Bayan Foggy kendisiyle savaşmamı önerdi. En azından o bir öğretmendi. Öğrencilerine zarar gelmesini istemezdi. Bu yüzden içim rahattı.

Gümüş saplı asamı çıkarttım ve öğretmene doğrulttum. Onun yaptığı selamın aynısını yapmaya çalıştım ve Bayan Foggy bağırdı "Düello başlasın!" öğretmenin bunu söylemesiyle başım çatlayacak gibi oldu. Daha önce bu ağrıyı yaşadığımda olanlar aklıma geldi. Bir titreme geldi. Kan beynime sıçrıyordu. Her şeyi daha net görebiliyordum. "Expelliarmus!" asa bir anda elimden uçup gitti. Asaya doğru koşmaya başlarken "Avis!" asadan kuşlar uçuşmaya başladı. Her yanımı gagalıyorlardı. Başımın ağrısını ağaçkakanlar daha da arttırıyordu. İşte yine olanlar o zaman oldu. İçgüdülerim beni kontrolü altına almıştı. Asama ulaştım hocaya doğru tuttum "Impedimenta"öğretmen anlam veremediğim bir şekilde dondu. Yerimden kalkıp biraz yana doğru yürüdüm. Öğretmen hala benim eski olduğum yere bakıyordu. Bir titreme daha... Öğretmen tam çözülmeye başlarken "Serpensortia" asamın ucundan bir parıldamayla yılan çıktı. Doğruca Bayan Foggy'ye saldırdı. Bayan Foggy yeşil renge dönmeye başlarken etraftaki öğrenciler bağırmaya ve yetkili kişileri çağırmaya başladı. Beyaz sakallı bay derhal bahçeye çıktı. Bayan Foggy'e bir şeyler fısıldadı ve Bayan Foggy eski haline dönmeye başladı. Sonra bana dönüp "Cezalandırın şu veledi!" diyerek binaya girdi. Daha sonra içeriden 2 metre boyunda iri yarı kaslı adamlar bahçeye daldı. "Incarcerous" bütün kaslarım kasılmaya başladı hareket edemiyordum. sanki kalın ve açılması imkansız halatlarla bağlanmıştım. Gardiyanlar kollarımdan tutup beni sürüye sürüye okulun alt katına götürdüler. Ve bir zindana atıp başıma birisini verdiler...

***

Birkaç gün sonra yine o baş ağrısını hissettim. Asamı benden almışlardı. Büyü yapamayacağıma inanmıştım. Elimi duvara yönlendirip
"Bombarda Maxima!" nezaretin duvarları param parça olmuştu. Ve artık özgürdüm...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Seth Sullivan
Ada Lideri
Ada Lideri
Seth Sullivan


Mesaj Sayısı : 208
Liderlik Kapasitesi : 227
Kayıt tarihi : 20/05/10
Nerden : Ada'dan

Exeon Shadow Empty
MesajKonu: Geri: Exeon Shadow   Exeon Shadow I_icon_minitimePaz Mayıs 23, 2010 7:20 pm

Fiziksel betimleme 11
Ruhsal betimleme 7

Kurgu 18

Uzunluk 20

İmla 7

Noktalama 6

Renk 7

74
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://kayipada.my-rpg.com
 
Exeon Shadow
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kayıp Ada :: Rp Gelişimi :: Rp Puanlama-
Buraya geçin: