Kayıp Ada
Rp dünyasında eşi benzeri olmayan bu adada, yaşamayı göze alıyor musun? Grup savaşlarının yanında açlık mücadelesi, adadan kurtulmanın umudu ve diğer bir çok gizemli olaylar.

Eğer sen de kendine güveniyor ve adada yaşayabileceğini düşünüyorsan üye ol!







Ada, uyanıyor!...
Kayıp Ada
Rp dünyasında eşi benzeri olmayan bu adada, yaşamayı göze alıyor musun? Grup savaşlarının yanında açlık mücadelesi, adadan kurtulmanın umudu ve diğer bir çok gizemli olaylar.

Eğer sen de kendine güveniyor ve adada yaşayabileceğini düşünüyorsan üye ol!







Ada, uyanıyor!...
Kayıp Ada
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Kayıp Ada'da Bir Şeyler Oluyor
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Svét.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Svetlénâ Wintér O'shéliâ
Ada Düşmanları
Svetlénâ Wintér O'shéliâ


Rp Partneri : Ahahaha :D
Mesaj Sayısı : 34
Liderlik Kapasitesi : 1
Kayıt tarihi : 11/06/10
Yaş : 27
Nerden : Mersin.

Svét. Empty
MesajKonu: Svét.   Svét. I_icon_minitimeÇarş. Tem. 21, 2010 2:24 pm

Yürüyorum. Ayağımın altındaki taşların tıkırtıları ve dalgaların sesi dışında hiç bir ses çıkmıyor. " Korkma işte, geldim. " Beynim bedenime böyle sesleniyor. Üşüyorum. Rüzgâr bedenimi yalayıp geçiyor. Sol tarafımda gecenin örtüsünü üzerine geçirmiş gibi duran deniz... Dalgaları sanki beni çağırıyor. " Orada durma! " diyor. Ama biliyorum ki hepsi beynimin bir oyunu. Aslında, ben burada da değilim. Deniz olmayan bir yerde deniz kenarında yürüyemez insan. Hep güneşli olan bir yerde, şimdiki gibi yavaş yavaş çişelemeye başlayan yağmurlar, başımı kaldırdığımda gördüğüm kara bulutlar olmaz. Çevremde herkes pervaneyken, yalnız hissedemem. Kendimden farklı bir bedende miyim? Ya da ben sandığım kişi değil miyim? Ruhsal çelişkiler... Önümde bir orman duruyor. Birden içimde oraya doğru ilerleme isteği uyanıyor. Korkunç, karanlık... Her türden ağaç var içinde. Çam, meşe, akasya... Uzun ağaçlar, kısaları... Acaba ben bu isimleri nereden biliyorum. Annem mi öğretmişti, babam mı? Aslında bana konuşmayı annem öğretti. Ama saçlarıma baktığımda... Bu ben değilim ki.

Deniz kenarına ilerliyorum. Sonra yansımama bakıyorum denizden. Evet, kahküller, düz sarı saçlar. Ben hiç sarışın olmadım ki. Hatta nefret ederim sarışınlardan. Kahverengi gözlerim var. Bu önceden de böyleydi. Elmacık kemiklerim gayet belirgin. Omuzlarım geniş ama zayıfım, biraz güçlü bir görünüşüm var ve özetle... güzelim. Bunları düşünmeyi bırakıyorum ve ormana gitme arzumu hatırlayıp oraya doğru ilerliyorum. Bu sefer daha hızlı. Ve orada bir mağaraya benzer açıklık görüyorum. İçeri giriyorum. Ve... Kendi -gerçek- bedenimi görüyorum. Evet, bu benim. Siyah bukleli kısa saçlar, kahverengi gözler... Çarpıcı bir bakış ve dolgun pembe dudaklar... Aynı anda o da bana bakıyor. " Kimsin? " der gibi. Aslında bu, benim ona sormam gereken bir soru. Ama susuyorum. Susmak her zaman yararlıdır. Ve onun konuşmasını beklerken, üzerini inceliyorum. Benim giysilerim. Pembe, fırfırlı bir elbise. Boynunda da küçük incileri olan şık bir kolye. Ayağında, beyaz babetler... O da bu arada beni inceliyor. Belki de bu bedenin sahibi odur, kim bilir? Çünkü çok iyi tanıyormuşcasına bakıyor bana. Aynı benim ona baktığım gibi. Ama o daha yabani, kibirli. Ve biraz da beni çekemiyormuş gibi. Ama ben onu tanımıyorum ki. Tamam, bedenini tanıyor olabilirim. Ama bu bakışlar... Kesinlikle bana ait değil. Rüya görüyor olmalıyım. Kadının omuzlarının arkasındaki ağaca bakıyorum. Üzerinde bir tabela var. Ama yazılanları okuyamıyorum. Bana yabancı bir dil. Belki de İspanyolca'dır. Ama sanmıyorum. Çok başka bir yerdeyim ben. Bir şehirden çok, adaya benziyor. Ve tabeladaki yazıların yanındaki şekli görünce yanılmadığımı anlıyorum. Bir ada burası. Tanrım! Lanet olsun! Utanmasam şuraya oturup bebekler gibi evimi istiyorum diye ağlayacağım. Derken, kadın, onu beklediğimi anlamışçasına konuşuyor, benim sesimle:

" Senin burada ne işin var? "
" Beni tanıyor musun? "
" Ah, sen bensin. Tanrım. "

Tahminlerimde yanılmadığımı anlıyorum. Ve birden buraya neden geldiğimizi değil, nasıl gideceğimizi düşünmeye başlıyorum. Yani, sonuç olarak burası bana uygun değil ve eve gidip dinlenmeye ihtiyacım var. Gerçi bunun gerçek olup olmadığını bile bilmiyorum. Belki de sadece hayal görüyorum, o kadar. O sırada ağaçların arasından gelen uzun boylu bir adam görünüyor. Siması yabancı. Esmer, hatta bayağı koyu tenli. Uzun boylu, kaslı bir adam. Ama çekici olduğu söylenemez. Daha çok, orta yaşlı gibi. Ama gözleri gayet hoş. Deniz mavisi. Yine de, biraz tehlikeli görünmüyor değil. Bana doğru yaklaşıyor. Biraz geriliyorum. Bu adamdan geri durmak en iyisi gibi görünüyor. Hiç tanımadığım bir yerde, hiç tanımadığım insanların arasında çok garip bir durumdayım. Ne yapabilirim ki? İyice yaklaşıyor bana. Sonra bana dokunuyor. Birden başım dönüyor. Yere düşüyorum. Karanlıklara sürükleniyorum ve kendimi kötü hissetmeye devam ediyorum. Uyanıyorum sonra. Bir yataktayım.

Demek ki rüyaymış diye düşünüyorum. Başımı kaldırıyorum ve yatağın başında bir ayna görüyorum. Gidip bakıyorum. Sarı saçlar. Kafa karıştırıcı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Seth Sullivan
Ada Lideri
Ada Lideri
Seth Sullivan


Mesaj Sayısı : 208
Liderlik Kapasitesi : 227
Kayıt tarihi : 20/05/10
Nerden : Ada'dan

Svét. Empty
MesajKonu: Geri: Svét.   Svét. I_icon_minitimeÇarş. Tem. 21, 2010 3:01 pm

95
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://kayipada.my-rpg.com
 
Svét.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Svét Arıyor :D

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kayıp Ada :: Rp Gelişimi :: Rp Puanlama-
Buraya geçin: