Kayıp Ada
Rp dünyasında eşi benzeri olmayan bu adada, yaşamayı göze alıyor musun? Grup savaşlarının yanında açlık mücadelesi, adadan kurtulmanın umudu ve diğer bir çok gizemli olaylar.

Eğer sen de kendine güveniyor ve adada yaşayabileceğini düşünüyorsan üye ol!







Ada, uyanıyor!...
Kayıp Ada
Rp dünyasında eşi benzeri olmayan bu adada, yaşamayı göze alıyor musun? Grup savaşlarının yanında açlık mücadelesi, adadan kurtulmanın umudu ve diğer bir çok gizemli olaylar.

Eğer sen de kendine güveniyor ve adada yaşayabileceğini düşünüyorsan üye ol!







Ada, uyanıyor!...
Kayıp Ada
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Kayıp Ada'da Bir Şeyler Oluyor
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ~ Ormandaki Hayaller

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Sophie Lisa Black
Admin | Ada Adayı
Admin | Ada Adayı
Sophie Lisa Black


Rp Partneri : Robin James Archer. (L) Melek'im. Benden ayrılırsa bu evrenden silinirim ben... Kalbim onun, ruhum onun. Onunum ben...
Mesaj Sayısı : 136
Liderlik Kapasitesi : 9
Kayıt tarihi : 21/05/10
Nerden : Greenwich, İngiltere

~ Ormandaki Hayaller Empty
MesajKonu: ~ Ormandaki Hayaller   ~ Ormandaki Hayaller I_icon_minitimePtsi Mayıs 31, 2010 8:40 pm

Alnımı tere bulamış güneş, tahtını asil Ay ışığına bırakmaya hazırlanıyordu, bir mideye sahip olduğumu hatırladığımda. Lanet adaya düşmeden önce bana komik gelen gurultu sesi, şimdi ciddi bir sorunun habercisiydi: Açlık.

Nasıl bu kadar aptal olabilmiştim? Saçmasapan macera hayalleriyle çıktığım yol bir faciayla sonuçlanacaktı... Daha kötüsü sadece benim için değil, peşimden sürüklediğim ikizler için de! Göz ucuyla nefes nefese kalmış ikizleri süzdüm ve alt dudağımı ısırdım. Benim aç kalmam önemli değildi, ilk önce onları doyurmalı, onlara yatacak bir yer ayarlamalıydım. Nasıl olursa olsun...

Derin bir nefes aldım ve "Sanırım onlardan yeterince uzaklaştık." dedim, güven verici bir ses tonuyla konuşmaya çabalayarak. "Ormanı keşfetmeye başlayabiliriz artık." Konuşacak hali kalmayan Elyssâ'ya tutunan Vasilissâ belli belirsiz bir sesle onayladı dediğimi. Sahi, kaç saattir yürüyorduk? Üç mü, dört mü? Zamanı unutmuştuk yürürken, kendimize özgü macera hayallerimize dalıp gitmiştik hepimiz. Derin bir nefes aldım. Şimdi bunları unutmalı, güzel şeylere odaklanmalıydım. Jason gibi. Gittikçe yaklaştığımız ormanın büyülü yeşili onun muhteşem gözlerini hatırlatıyordu bana. Sanki zayıf bedeni, üzerine çiller serpiştirilmiş yanakları ve genç yaşıyla tezata düşen yorgun bakışlarıyla karşımda dikilmiş, gülümsüyordu... Gülümsüyordu yaprakların arasından...

Sert toprağa sürten ayaklarım beynimin kontrolünden çıkmış gibiydi, bir mıktanıs gibi Jason'ı çekiyorlardı. Titreyen parmaklarımla O'na dokunmaya çalışırken "Jason... Niye benden kaçıyorsun?" diye seslendim, ama beni kâle almadı. Küçük erkek kardeşimi kovalarken önüme çıkan adi dalları savurmaya çalışıyordum narin ellerimle. Derken dallardan biri kolumu kesti...

Kan.

Beni kendime getiren capcanlı kolumdan fışkırırcasına akan kan oldu. Ve ne yazık ki başımı kaldırdığımda gördüğüm şey Jason'ın büyüleyici gözleri değil, hayalini takip ederek başına geldiğim akarsuydu. Koluma bastırdığım ellerime baktığımda gözyaşıyla karışmış kan gördüm. Ağlıyordum...

Hiç kimse yoktu şimdi yanımda, kaybetmiştim onları... Elyssâ'yı, Vasilissâ'yı... Yoktular.

Harika, diye düşündüm, Kayıp bir adada kayboldum... Mükemmel.

Sinirimi kontrol altına almaya çalıştım, bunu yapmamda hatırı sayılır derecede yardımı dokunan su sesi boğazımı kavuran susuzluğu hatırlamamı sağladı. Akarsunun başına koştum ve diz çöktüm. Buz gibi temiz su boğazıma değdiğinde farketmeden inledim. Tanrım, ne kadar da susamıştım... Yeterince su içtikten sonra yüzümü yıkadım, yaralı kolumu kaplamış kanı temizledim. Ne yapacağıma karar vermek için ayağa kalkarken, akarsunun yaklaşık dört metre ilerisinde, elinde tatlı, minik bir kedi taşıyan sarışın adamı görüp irkildim ve bir - iki adım geri çekildim. Derken adam yüzünü bana çevirdi...

O kutsal saniyede, kalbim büyüdü, normal boyutunun iki katına çıktı sanki... Bir melekti karşımda duran, gerçek olamayacak kadar güzel bir melek. Alacakaranlıkta belirmeye başlayan yıldızlar kadar beyaz ve parlaktı teni, çıkık elmacık kemiklerinin üzerine yerleştirilmiş gözleri ise tapılasıydı. Sonsuza kadar bakabilirdiniz o sanat eserine...

Gözlerimi kırpıştırdım. Eğer birkaç saniye içinde birşey söylemezsem aptal durumuna düşecektim, o yüzden titreyen dudaklarımı araladım ve "M-merhaba..." diye mırıldandım. "Siz... S-sen de mi?" Yanaklarım kızarmış, kırmızı birer elmaya benzemişlerdi. Ne diyeceğimi bilemiyordum, sadece gözlerine bakıyordum meleğin... Kalbimi yerinden çıkaracak gibi attıran güzelliğine...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Robin James Archer
Ada Yerlisi
Ada Yerlisi
Robin James Archer


Rp Partneri : Sophie Lisa Black. Hayatımda aradığım değerler arasından en değerlisi. Bir anlam, bir amaç, ve uğruna ölünesi bir insan. Kanatları olsaymış şaşırmazdım diyebileceğim derecede geniş yürekli ve sevecen. Sıcak, akıllı, güzel ve merhametli. Onu seviyorum. Onu o kadar çok seviyorum ki anlatamıyorum. O, dünyada gördüğüm sayılı harikalardan en güzeli. Birtane çıkar böylesi. Aşığım ona. Aşık. O kesinlikle bir Melek. Bu dünyadan olamaz.
Mesaj Sayısı : 55
Liderlik Kapasitesi : 3
Kayıt tarihi : 28/05/10
Nerden : Benim bile unutmuş olduğum küçük bir yerleşim biriminden geliyorum.

~ Ormandaki Hayaller Empty
MesajKonu: Geri: ~ Ormandaki Hayaller   ~ Ormandaki Hayaller I_icon_minitimeSalı Haz. 01, 2010 7:38 pm

Uzun süredir bu adada olmalarının sebebi hakkında tahmin yürütmekten daha öteye gidemiyor olmaktan sıkıntılı bir yüz ifadesi ile, uzun süredir burada olmalarının verdiği avantajdan yararlanarak ezberlemiş olduğu çeşitli patika yollarından birinden ilerliyordu ince gövdeli ağaçlar arasında. Bir şekilde üzerinden geçilerek oluşmuş bu küçük patika yolunun dört bir yanını sarmış olan çiçeklerden yükselen sarhoş edici kokularla birleşmiş nemli toprak kokusu adeta davetkâr bir şekilde çağırıyordu onu doğanın içine doğru. Giderek adanın üzerinde serbestçe büyümüş yükseltilerin ve onlara oranla çok daha özgürce büyümüş ağaçların arkasında kaybolmaya yüz tutmuş kızıl güneşin son ışıkları, gökyüzünü örten yaprak kubbede bulduğu açıklıklardan içeri giriyor, giderek karanlıklaşan ormanı son ışıklarıyla yıkamaya çalışıyordu. Nereden geldiği belli olmayan kuş cıvıltıları, huzur ve mutluluk dolu bu yere neşe katıyor, adamın yalnızlıktan ufalmış kalbine ve rengi solmuş ruhuna yaşama isteği katıyordu. Sessiz adımlarıyla arkasından yürüyen alaca lekelerle süslenmiş tüyleriyle asil bir kedi olan Artemis'in boynundan yükselen memnuniyet dolu mırıldama sesleri, yaşama devam etme isteğiyle ölme isteği arasında kalmış olan bu amaçsız kişinin, ölmek istemeyi seçmemesinin başlıca sebeplerinden biriydi aslında. Yine de içinde olduğu ikilemden kurtulamayacakmış gibi hissederek aldığı her nefeste yanan ciğerlerinden dolayı vücuduna yayılan acı dalgaları karşısında yüzünü buruşturmadan ilerlemeye devam etmek, her babayiğidin harcına değildi. Bilinçli bir birey olarak yaşadığı her senede yaşadıkları için başka birini suçlama ihtiyacı duyuyor olsa da, onu bu duruma getiren şeylerin kendi seçimleri olduğunu biliyordu. Asosyal bir tip olup çıkmak istememişti, ama bilinçsizce yaptığı çeşitli seçimler onu bu noktaya getirmişti. ' Belki de bir sınav dedikleri yaşam, asıl bu adada gerçek bir sınavdır. ' diye geçirdi içinden düşünceli bir yüz ifadesiyle. ' Evet, son derece mantıklı. Bilinçli olduğuna inandığım bu mucizevi adanın bize yaşattıkları ve yaşatacaklarının hepsinin en büyük sebebi, insancıl tarafımızın hastalıklı parazitlerle dolu olan kısmını söküp atmaktır. '
Kendince geçerli bir sebep bulabilmiş olmanın verdiği rahatlamayla adımlarını sıklaştırmaya başladığında hafifleyen ayakları ve gevşeyen omuzları, bir süredir olmadığı kadar rahat olmasına vesile olmuştu. Kısa bir süre sonra uygun adım koşmaya geçtiğinde saçları da koşmasının verdiği etkiyle havada süzülmeye başlamış, t-shirtü göğsüne yapışmıştı. Hızla patika üzerinde ilerlerken giderek artan su sesi, Akarsu'ya yaklaştığının bir işareti olmuştu. Henüz görüş alanına girmeyen su yoluna yaklaştıkça kızgın bir alevle yanan kalbindeki alevler, serin sularla yıkanarak sönmeye yüz tutacak gibi cılızlaşmışlardı. Hızla yaprakların arasından çıktığında bir anda karşısında bulduğu akarsu karşısında durakladı ve hızını azaltarak en sonunda durdu. Arkasından ona yetişmekte hiç zorluk çekmeyeceğini bilen Artemis yavaş adımlarıyla belirirken, Robin akarsuyun diğer tarafına bakıyordu. Bir şey gördüğünü sanmıştı. Gözlerini kırpıştırdıktan sonra arkasını döndü ve kedisini kucağına alıp akarsu boyunca yürümeye başladı. Sessizliği bozan su sesi, sessizlikten daha huzur vericiydi adeta. Bu huzura dalmış yürümeye devam ederken aniden solundan yükselen bir ses, hızla dikkatini o tarafa yöneltmesine sebep oldu.
Ve o anda, hayatında gördüğü en güzel kızı gördü. Kızıl güneş ışığında bile parlak bir sarıyla süslenmiş olan saç bukleleri, soluk renkli cildini ve güzel yüzünü çevreliyor, küçük burnu ve belli olmayan bir pembe renginde olan tatlı dudakları yumuşak hatlarıyla mükemmel bir âhenk içersinde 'ben güzelim' diye bağırıyordu. Gerçekten de o kadar muhteşem ve dünyadışı bir varlık gibi görünüyordu ki, gerçek aşkı unutmuş olan Robin'in içinde bile bir şeylerin oluşmasına sebep olmuştu. Endamındaki uysallık ve sevecenlik, bu yalnızlık içinde yüzen ama huzuru tatmış olan adama mükemmel bir mutluluk enjekte etmişti sanki. Kızın dudakları aralanıp birkaç anlaşılması güç kelime kurmaya çalıştığında Robin, ilişkilerdeki beceriksizliğini hatırlayarak ürperdi. Ne yapacağı konusunda hiçbir fikri yoktu, ve kaldıkları köyde daha önce böyle bir kız görmemişti. “ Sizinle tanışıyor muyuz? ” diye sordu elinden geldiğince şaşırdığını ve etkilendiğini belli etmemeye çalışarak. Onu görmemiş olması onun burada olduğu gerçeğini değiştirmezdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sophie Lisa Black
Admin | Ada Adayı
Admin | Ada Adayı
Sophie Lisa Black


Rp Partneri : Robin James Archer. (L) Melek'im. Benden ayrılırsa bu evrenden silinirim ben... Kalbim onun, ruhum onun. Onunum ben...
Mesaj Sayısı : 136
Liderlik Kapasitesi : 9
Kayıt tarihi : 21/05/10
Nerden : Greenwich, İngiltere

~ Ormandaki Hayaller Empty
MesajKonu: Geri: ~ Ormandaki Hayaller   ~ Ormandaki Hayaller I_icon_minitimeÇarş. Haz. 02, 2010 4:10 pm

Buz gibi suyun temasıyla gevşemiş ellerim tekrar titremeye başlamıştı 'Melek'in tapılası yüzüne bakarken. Zaman o kadar yavaşlamıştı ki, bir an durduğunu sandım. Hayatımın en uzun ve güzel saniyesinin zevkini çıkarmaya çalışırken ormanın sarhoş edici kokusunu taşıyan hafif rüzgar tenimi okşuyor, bunun bir rüya olup olmadığını anlamamı zorlaştırıyordu. O'nu görmeden önce bütün bunların bir rüya çıkması olabilecek en güzel şeymiş gibi gelmişti... Ama şimdi... Şimdi istemiyordum. Bunun gerçek olması için herşeyimi verebilirdim hatta...

Peki gerçek miydi?

Bu soru midemin acı verici bir şekilde kasılmasını sağladı. Gerçek olmama ihtimalinin var olması bile beni rahatsız ederken ihtimalin bu dozda yüksek olması trajikti. 'Melek' de sahte Jason gibi olabilir miydi? Bir hayalden ibaret...

Eğer bu bir hayalse, diye düşündüm, sonsuza kadar hayal dünyasında yaşayabilirim...

Ben kendi saçma düşüncelerime dalmışken adam, muhteşem, derin gözlerini kırpıştırdı ve "Sizinle tanışıyor muyuz?" diye sordu, dünyadışı sesiyle. Kulağımı okşayan bu sesi sindirmem birkaç saniye aldı, ama sonunda "Sanırım tanışmıyoruz..." demeyi başardım. "Sizin gibi biriyle tanışsaydım, kesinlikle hatırlardım." Bu gözleri unutmuş olamazdım... İki çekingen adım attım ve adama yaklaştıkça daha da titrekleşen dudaklarımı kontrol altında tutmaya çalışarak "Ben Sophie." diye mırıldandım. Bir yandan da o muhteşem sesi duymak için heyecanla bekliyordum...


En son Sophie Lisa Black tarafından C.tesi Haz. 12, 2010 9:58 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Robin James Archer
Ada Yerlisi
Ada Yerlisi
Robin James Archer


Rp Partneri : Sophie Lisa Black. Hayatımda aradığım değerler arasından en değerlisi. Bir anlam, bir amaç, ve uğruna ölünesi bir insan. Kanatları olsaymış şaşırmazdım diyebileceğim derecede geniş yürekli ve sevecen. Sıcak, akıllı, güzel ve merhametli. Onu seviyorum. Onu o kadar çok seviyorum ki anlatamıyorum. O, dünyada gördüğüm sayılı harikalardan en güzeli. Birtane çıkar böylesi. Aşığım ona. Aşık. O kesinlikle bir Melek. Bu dünyadan olamaz.
Mesaj Sayısı : 55
Liderlik Kapasitesi : 3
Kayıt tarihi : 28/05/10
Nerden : Benim bile unutmuş olduğum küçük bir yerleşim biriminden geliyorum.

~ Ormandaki Hayaller Empty
MesajKonu: Geri: ~ Ormandaki Hayaller   ~ Ormandaki Hayaller I_icon_minitimePerş. Haz. 03, 2010 5:37 pm

Yumuşak fısıltılarla dolu rüzgâr, aralarından süzüldüğü hüzünlü yaprakları hışırdatarak geldi geçti yanlarından hızla. Akarsunun serinliği ve sesinden yükselen huzur yayılmış, Robin'in deli gibi çırpınan kalbini ve zihnini ele geçirmeye çalışıyordu adeta. Burada da ormandakinden daha az olmak şartıyla hissedilebilir boyutlardaki çiçek ve toprak kokusu, sarhoşluğu çağrıştırıyordu bir kez daha bu adama. Ama zaten kanına karışmış aşk, alkolden çok daha güçlü bir etki yaparak bütün duyularını beş saniye içinde sıfırlamış, gerçek dışı bir dünyada yaşıyormuş gibi hissetmesine sebep olmuştu. Gözlerinin önündeki tapılası varlık, zihninin gerçekle hayal arasındaki farklı anlamasını epey bir zorlaştırıyordu. İçine düştüğü ikilemlerden kurtulmak için verdiği mücadele, sınırlarını epey bir zorluyordu.
Kızın soluk alış verişlerindeki düzensizlik, onun da aşırı bir heyecan ve duygu seli altında ezildiğini gösteriyordu aslında. Güzel dudakları arasından süzülen anlam dolu her nefes, ve her seferinde hızla inip kalkan göğsü, Robin'in içinde çırpındığı kadar derin bir denizde sürüklendiğini gösteriyordu bu tanrıçanın. Kız ileri doğru birkaç adım atıp, kendini kaybetmenin eşiğinde olan adama doğru yaklaşırken, aşk kadar sarhoş edici bir kokunun daha yaklaştığını hissetti Robin. Gözlerini kapatıp bu kokuyu milyonlarca kez teneffüs etme isteğiyle dolup taşarken, biraz önce duymuş olduğu ses bir kere daha kulağına çalındı hoş ezgiler eşliğinde. Bu kez içindeki mutluluğu içeride tutmaya çalışmaktan vazgeçmiş bir edâ ile gülümsemesini engelleyemeyip, dudaklarının dişleri üzerinde kayarak yüzünde yayılmasına izin verdiğinde duyduğu isim, defalarca kez fısıldandı kulağına. ' Sophie, sophie, sophie, sophie... ' Kızın ismiyle bile dengesini kaybedecek gibi olduğunda, kendi kendine şaşırdı. İlginçtir ki hayatında hiç böyle duygular yaşamamış olmasına rağmen, tanıdıktı her şey. Daha aşkı yaşamadan tanımanın, tanıdıktan sonra yaşamanın zevkine varıyor olduğunu fark ettiğinde, ve bunu engelleyemeyeceğinin bilgeliğine vardığını hissettiğinde, ruhuna yayılan mutluluk muazzam boyutlardaydı. Evet, evet sonunda hayatında kabul edilebilir bir şeyler olmasının tadına varabilecekti. Kaderi değişiyordu. Aşık olmuştu. Aşık...
Elinde olmadan ileri doğru attığı birkaç adımla kıza yaklaşırken, ince dudakları aralandı ve birkaç sözcük sıralandı arka arkaya. “ Emin olun, ben de hatırlardım. “ Sesi, aciz bir insanın tanrıçasıyla karşılaşmasında olabileceği gibi titrek ve güçsüz, ama son derece anlam ve aşk doluydu. “ Robin. “ dedi aynı ses tonuyla, gülümsemesini korumaya devam ederek. “ Sizinle tanışmak büyük zevk, Sophie. “ Elini kıza doğru uzattı onun elini sabırsızca tutmak isteyerek hızla. “ Gerçekten, büyük zevk. “
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sophie Lisa Black
Admin | Ada Adayı
Admin | Ada Adayı
Sophie Lisa Black


Rp Partneri : Robin James Archer. (L) Melek'im. Benden ayrılırsa bu evrenden silinirim ben... Kalbim onun, ruhum onun. Onunum ben...
Mesaj Sayısı : 136
Liderlik Kapasitesi : 9
Kayıt tarihi : 21/05/10
Nerden : Greenwich, İngiltere

~ Ormandaki Hayaller Empty
MesajKonu: Geri: ~ Ormandaki Hayaller   ~ Ormandaki Hayaller I_icon_minitimePtsi Haz. 07, 2010 7:35 pm

Ormanın büyülü havasını solurken hafifçe titredim. Zaten hiçbir zaman çok güçlü olmamış bedenim, gözlerimin inanmayı reddettiği, yüreğiminse deli gibi istediği ilahi adamın karşısında kırılgan ve acizdi. 'Melek'in tapılası yüzünü ve parıldayan gözlerini hayran hayran izlerken bakışlarının titrediğini gördüm. Mükemmel dudaklarının hafif bir kıpırtısıyla kulağıma gelen ses kalbimin göğüs kafesimi delmek istercesine atmaya başlamasına sebep oldu. "Emin olun, ben de hatırlardım." Bu bir rüya olmalıydı... Evet, kesinlikle öyleydi. Başka hangi durumda bir tanrı bana böyle birşey söyleyebilirdi ki? Yumuşacık sesiyle adını fısıldadı adam, ben kendimi kontrol etmeye çalışırken...

"Robin." Robin, Robin, Robin...

Mükemmeldi. Gerçek olamayacak kadar mükemmel... Bu 'Melek'i istiyordum. Yanımdan hiç ayrılmayan, beni koruyan meleğim olsun istiyordum. O'nu kendime saklamak istiyordum.

Solgun elini bana doğru uzattıp "Sizinle tanışmak büyük bir zevk, Sophie." dediğinde baygınlık geçirmediğim için şanslıydım sanırım. Tanrım, daha önce hiç böyle heyecanlanmamıştım! Adrenalinden farklı birşeydi bunun kaynağı, biliyordum. Bariz cevap, aciz bedenimi sarstı. 'Aşk.'

O "Gerçekten büyük zevk..." diye mırıldanırken, cevabı taşıdığına inandığım elini tuttum ve aynı anda da bütün tüylerim diken diken oldu. Ilık elininin buz gibi parmaklarıma temas etmesi imkansız gibi gözükmüştü gözüme. Oysa olmuştu... Hayaller gerçeğe dokunabilir miydi?

"Siz... Sen... Gerçek misin?" dedim, farkında olmadan. Sonra saçma sorumu düzeltme telaşıyla "Yani... B-burada mı yaşıyorsun?" diye kekeledim. Böyle giderse Robin beni deli falan sanıp kaçacaktı. Acı acı güldüm. Değildim sanki...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Robin James Archer
Ada Yerlisi
Ada Yerlisi
Robin James Archer


Rp Partneri : Sophie Lisa Black. Hayatımda aradığım değerler arasından en değerlisi. Bir anlam, bir amaç, ve uğruna ölünesi bir insan. Kanatları olsaymış şaşırmazdım diyebileceğim derecede geniş yürekli ve sevecen. Sıcak, akıllı, güzel ve merhametli. Onu seviyorum. Onu o kadar çok seviyorum ki anlatamıyorum. O, dünyada gördüğüm sayılı harikalardan en güzeli. Birtane çıkar böylesi. Aşığım ona. Aşık. O kesinlikle bir Melek. Bu dünyadan olamaz.
Mesaj Sayısı : 55
Liderlik Kapasitesi : 3
Kayıt tarihi : 28/05/10
Nerden : Benim bile unutmuş olduğum küçük bir yerleşim biriminden geliyorum.

~ Ormandaki Hayaller Empty
MesajKonu: Geri: ~ Ormandaki Hayaller   ~ Ormandaki Hayaller I_icon_minitimeSalı Haz. 29, 2010 5:40 pm

Aciz bedeni aşkla kavrulurken hissettiği ateşle artan şehvet duygusuna karşı koymaya çalışıyordu delirmeye yakın adam. Ruhunun şu ana dek görüp görebileceği en büyük fırının içinde yanıyor olduğu fikriyle daha da artan şehvet duygusu, onu dünyevî ve manevî bütün zevkleri bir anda yaşamaya davet edercesine güzel ezgiler mırıldanıyordu kulağına. Hayal meyal eline dokunan soğuk parmakları hissettiğinde, delice güldü ve kendine Sophie diyen, ama aslında bir isme ihtiyacı olmayan varlığın elini bırakıp birkaç adım geri sendeledi. Dengesini sağlayamıyor, başının dönmesine dur diyemeyecek kadar aciz hissediyordu kendini. Temiz havayı içine çekmeye çalıştı beceriksizce. Fakat temiz hava yerine yoğun miktarda aşk kokusu geldi burnuna, ve ciğerlerine doldu. Öylesine yoğun ve hissedilebilir bir kokuydu ki bu... ' Havada aşk kokusu var. ' düşüncesiyle eğlenerek güldü bir kez daha adam. Kulağına çalınan birkaç boğuk kelimeden başka bir şey duyamadı. Bir kez daha güldü ve kelimeleri zar zor sıraladı dudaklarında. “ Sanırım... Sanırım kafayı buldum ben. Afedersin. ” dedi ve dizleri üstüne çöküp akarsuya daldırdı ellerini. Gülüyordu hâlâ. Fakat soğuk suyla teması sonucunda zihni arınmıştı gereksiz pisliklerden.
Kader nedir? İnsan denen varlığı en ince ayrıntısına kadar düşünüp yarattıktan sonra yeryüzüne koyan yüce el tarafından yazılan bir kitap mıdır? Buna göre herkesin kendine ait bir kitabı mı vardır? Peki insanların yapacağı seçimler, kaderlerini değiştirebilir mi? O yüce elin sahibi insanların gelecekte ne gibi seçimler yapacağını bilebilir mi? Çok fazla soru vardı bu hayatta cevaplanması gereken. İnsan aklının erişemediği boyutlarda kudretli bir varlığın, gerçekten onları bu 'Dünya' adlı kara parçasına koymuş izliyor olduğu fikri, Robin'in sınırlarını zorluyordu. Her zaman içinde bulunduğu din-mantık çelişkisinin onu soktuğu çıkmazlardan kurtulamıyor olması, bunu yaşadığı süreç boyunca her daim onu sinirlendirmişti. Cevaplar gerekiyordu bu sonu olmayan labirenttten çıkabilmesi için. Ve artık önünde düz, soğuk ve anlamsız duvarlar görüp durmaktan bıkmış biri olarak, çıkışı bulabilmek, ve çıkmak arzusuyla doluydu içi. Fakat en sonunda beklediği cevapların yavaş yavaş gelmeye başladığını hissedebiliyordu. Uzun süredir kaderi düşünürken, bir anda kendi yazgısıyla tanışmak ona ağır geliyor olsa da içini büyük bir mutluluk ve rahatlama doldurmuştu. 'Sophie'... Onun gözlerine bakarken, onu daha önce görmüş olabileceği fikriyle canlandı hafızası. Ve hatırladı yalnızlık kayasının üzerine çizilmiş resmi. Gerçekten ihtiyacı olan en büyük cevap buydu belki de. Fark ettiği gerçeklerin ağırlığıyla dengesini kaybetmemeye uğraşarak ayağa kalktı ve gülümseyerek Sophie'nin gözlerine baktı.
“ Peki sen gerçek misin? ” diye sordu berrak bir sesle. Gülümsemeye deva ediyordu fütursuzca. “ Buna inanmak gerçekten zor çünkü. ”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
~ Ormandaki Hayaller
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kayıp Ada :: Orman :: Akarsunun Ardı-
Buraya geçin: